MAKARALI YAY VE GELENEKSEL YAY ARASINDA Kİ FARKLAR
Okçuluk
, kökeni insanoğlunun avcılık günlerine dayanan, oku bir yay aracılığıyla
hedefe göndermeyi amaçlayan spor dalı olarak kısaca tanımlaması yapılabilir. Bizde
beyav.net olarak okçuluğa dair merak
edilen ; makaralı yay , geleneksel yay
gibi bazı kavramları sizler için
araştırıp derledik.
Öncelikle Yay, kirişi kol kuvvetiyle gerilip
salıverildiğinde ok u kontrollü bir şekilde çok uzaklardaki hedefe saplayabilen
bir savaş, av ve okçuluk sporu aletidir.
Makaralı Yaylar
Makaralı Yaylar , Klasik yayların aksine yay
kanatlarına (limbs) takılmış zemberek benzeri makaralar sayesinde güçlü atışlar
yapabilmeye imkan veren modern ok yaylarıdır. Çekme mukavemetini maksimum
gerili haldeyken % 70 oranında azalttığı için nişan alış durumunda
geleneksel yaylara nazaran daha uzun
süreli bekleme yapılabildiği için avcılıkta kullanılabilmesi daha kolay olan yay türüdür.
Makaralı yaylar Let-off tabir edilen bir özelliğe
sahiplerdir. Bu özellik sayesinde normal yayı çektiğinizde çekmek için
harcadığınız kuvveti nişan alırken de devam ettirmek zorundasınızdır. ama bu
makaralı yaylarda çekme kuvveti ilk başta yükselir sonra yayın belirtilen
let-off yüzdesi kadar bir güce düşer. Bu şekilde nişan alırken daha az güç
harcarsınız. Genelde %50 gibi bir değere sahiptir ama %99 luk let-off lu
yaylarda bulunmaktadır. Böyle yüksek bir değere sahip yayı çektiğiniz zaman
sadece kendi ağırlığı ile bile kurulu durumda kalabilir.
Bahsettiğimiz bu özelliklerden dolayı Makaralı Yaylar , uzun süre nişan alabilme
özelliğinden dolayı genellikle spor ve
avcılık amaçlı kullanılır.
Gelenek bakımından Yay
Geleneksel Yay kullanılan bölgeye göre
üretildiği maddeler değişkenlik gösterebilen yaylardır. Yekpare tahtadan
yapılan uzun yaylar genellikle hareketsizken atmaya müsait olduklarından
savunma ve siper savaşında, bekleme yeri avcılığında kullanılır, Batı Avrupa'da
çok yaygındılar ve genellikle porsuk ağacından yapılırlardı. Güney Amerika ve
Afrika yerlileri de bu tip yay kullanırlardı. Malzeme olarak esnek, ısıtılınca
verildiği şekli soğuduğunda koruyan ve budaksız, lifleri en uzunundan yöresel
bir ağacın kuru gövdesi yarılarak elde edilen parçalar kullanılır.
Asya'da
popüler olan geleneksel yaylar at üzerinde kullanıma uygun kısa, hafif, birçok
malzemeyi birbirine yapıştırarak daha uzun yaylarla aynı özelliklere ulaşabilen
kompozit, katınç, bileşik ya da mürekkep yaylardılar. Kirişe bakan tarafa
sıkıştırmaya dayanıklı malzeme olan boynuz şeritler, hedefe bakan tarafa
esnemeye daha dayanıklı kas uzantısı sinir lifleri yapıştırılır, ikisi arasında
esnek, ısıtılınca verilen şekli soğuduğunda koruyan ve budaksız, lifleri en
uzunundan yöresel birkaç tahta parça iskeleti oluşturacak şekilde yapıştırılır.
Tutkal olarak deriden, sinirden veya balığın hava kesesinden 65-70 derece sıcak
suda eriterek yapılan tutkal kullanılır. Çile ipekten yapılır. Çilenin
alternatifi kiriştir ve büküle büküle kurutulmuş küçükbaş hayvan bağırsağından
yapılır. Kirişin ve tutkalın ıslandığında kuvvetlerini kaybetmesi kurak iç
kısımlarda pek sorun olmasa da, yay at derisi ile kaplanır kiriş yerine çile
kullanılır.
GELENEKSEL TÜRK YAYI NEDİR? NASIL
YAPILMIŞTIR?
Türklerde ve
Osmanlıda geleneksel yay; mersin balığı,sazan balığı veya yayın balığı
dilindeki yapıştırıcı, manda boynuzu, manda ayağındaki sinir ve akça ağacı
kullanılarak yapılır. Bu kadar farklı türden malzemenin bir araya gelerek
yapılmasından dolayı bu tür yaylara kompozit yay adı verilmektedir. Milattan
önce 4500’lü yıllara ait en eski kompozit yay Orta Asya’da bulunan Baykal Gölü
yakınlarında bulunmuştur. Bulunan bu yay uzun ve farklı bir şekli olmakla
birlikte Türk Yaylarının ilk versiyonu olduğu düşünülmektedir.
Türkler
doğudan batıya doğru göç ederken yaylarda zorunlu değişiklik olmaya başladı. Bu
değişikliğin en belirgin şekli yayın öne doğru daha kıvrımlı bir şekil
almasıydı. Diğer bir şey ise yaya kasan adında bir bölüm eklenip, yay boyu
kısalmaya başladı ve kabza yayın önüne doğru şekillendirilmeye başlandı. Bütün
bu değişiklikler sonucunda günümüzde de kullanılan"Türk Yayı” son şeklini almış
oldu. Son haliyle Türk Yayı hafif okları daha uzaya atabilme kabiliyetine
ulaşırken, ağır oklarıda atabilecek bir güce ulaşmış oldu.